THE HANDMAIDEN - AH-GA-SSI



Selamlar kanalıma hoşgeldiniz. Uzun süredir bloga vakit ayıramadım vizeler , finaller derken post atmaya hiç vaktim olmadı. Ama bu sıra zarfında arada bir iki kaçamak yapıp bir iki film izledim. (Ben bu sektöre bağımlı oldum arkadaşlar) beni anlayanlarınız kesinlikle vardır. Her neyse izlediğim filmler içinde en beğendiğim The Handmadien oldu. 2016 yılında İKSV film ekimin de yayınlanan bu yapıma bilet bulamamış başka bir filme gitmiştim. Uzun aradan sonra tekrar karşıma çıktı ve izlemeye fırsat buldum. Şimdi gelelim filmin konusuna ve yorumlarıma.



FİLMİN YÖNETMENİNİ ÖVMEDEN KONUYA GEÇMEYECEĞİM.

Park Chan-Wook

Oldboy gibi etkileyici bir filme senaryo ve yönetim olarak imza atmış, 1963 doğumlu Koreli sinemacı. İşleri takip edilmesi gereken kişiliklerden olup çıkmıştır.
Cannes film festivalinde jüri büyük ödülünü kapmış bir deha.

FİLMİN KONUSU 

1930’larda Japon işgali altındaki Kore’de geçiyor. Sarah Waters’ın Türkçeye Ustaparmak adıyla kazandırılan The Fingersmith adlı romanından uyarlanan film, zengin genç bir Japon kadın, onu kandırıp zenginliğini ele geçirmeye çalışan Koreli bir adam ve adamın tuttuğu Koreli hizmetçi arasındaki entrika etrafında dönüyor.


Park'ın üç önemli aktörü var: Ha Jung-woo, Kim Tae-ri'nin canlandırdığı yalın ayak Sook-hee'yi, kendisi  karışık, suçlu ve  asil olan "Count" Fujiwara'ı canlandırıyor. Fujiwara  plütokrasi ve kitap satıcısı. Bu yaşlı adam, Kim Min-hee tarafından oynanmış olan mirasçı yeğeni Hideko'yu, akşam yemeğine gelen konuklarına, yasak olan nadir ciltleri satın almalarını sağlamak için pornografi içerikli kitapları yüksek sesle okumaya zorlar. Sook-hee'nin görevi, Hideko'yu Kont'un gizli evlilik teklifini kabul etmeye ikna etmek ve zamanında kaçmaktır. Sahte Kont, yeni gelinin banka hesabını boşalttıktan sonra Hideko'nun çılgın bir sığınma evinde kalmasını ve Sook-hee'nin mücevherlerinden bir kısmına sahip olabileceğini söyler. Ancak Hideko ve Sook-hee patlayıcı olarak birbirleri ile  çekişirler. Kim kimi baştan çıkarmıştı ? 



Oyuncuları tek tek ele alırsak ;


Kim Min (Lady Hideko)

 Kore film algısına bir yakarış olarak doğduğunu düşünüyorum. Filmde bir Japon asilzade olan eniştesi tarafından küçük yaştan beri katı yetiştirilen bir kadındır. Ablasının intiharına şahit olduğu için akli sorunları olan birini canlandırıyor derken aslında delilerin bizden daha zeki olduğunu gösteren bir olay döngüsü içine sokuyor bizi. 

Bu bacımızda film çekimleri ve yayınlanmasından sonra Park Chan ile beraber olduğu dedikodularına şahit olduk. 
Zaten en sevdiğim bir diğer koreli oyuncu  Jo İn Sung ile sevgili olmuşlardı.



Bir diğer kendince akıllı olduğunu sanıp mis gibi tongaya düşen ablamız ise;

Kim Tae-Ri
(Sook - Hee)

Sook Hee küçüklüğünden beri profestyonel çalışan hırsız bir ailede büyüyen bir kız çocuğu, en büyük hayali bir gün olduğu yerden kaçıp özgür bir hayat yaşamak. Son işlerinde yaptıkları plan hiç beklemediği bir şekilde tepince başına gelenlere kendisi bile şaşıyor. Sook Hee ve  Lady Hideko lezbiyen bir ilişkinin iki kadın arasında hangi sebeplerden ötürü doğduğunu gösteren usta bir oyunculuk sergiliyorlar.



Ha Jung-Woo (Count Fujiwara)


Ahh Kont senin para hırsın seni ne güzel yedi bitirdi be. Yaptığı hain planın elinde patlaması ve kadınların feministliğinin ağır basması Kont'a baya hayatına mal oldu. Sevindim mi sevindim. Sonunu hak ettin. Tek üzüldüğüm yaptığı plan sırasında Lady hafif yanık olması ve Sook ile lezbiyen olduklarını çaktığında yıkılması oldu.
 






Happy ending 💜💜

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kore İçecekleri & Turşuları

Oh My Venus ♀ 💞

The Last Princess / Princess Deokhye